29 Temmuz 2022 Cuma

17. FASIL: HZ. PEYGAMBER'LE EV HALKININ VE EBUBEKİR İLE ÖMER'İN AÇLIK ÇEKMELERİ

 


Hz. Peygamber'in, Ebubekir'in, Ömer'in Aç Kalmaları ve Ebu Eyyüb'le Olan Haberleri

- Hz. Ebubekir bir gün öğle zamanı mescide çıktı. Hz. Ömer de mescide geldi ve

“Ey Ebubekir! Bu saatte seni evinden çıkartan nedir?” diye sordu. Ebubekir

“Beni çektiğim şiddetli açlık çıkarmıştır” dedi. Hz. Ömer de

“Andolsun, ben de bundan dolayı çıktım” dedi. Ömer konuşurken yanlarına Peygamber (s.a.v) geldi

“Sizi şu saatte evlerinizden çıkaran nedir?” diye sordu. İkisi de

“Andolsun, bizi karnımızdaki şiddetli açlık çıkardı” dediler. Hz. Peygamber (s.a.v)

“Nefsimi elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, ben de bundan dolayı çıkmışımdır, o halde kalkınız” dedi ve üçü birlikte Ebu Eyyüb el-Ensari'nin kapısına vardılar. Ebu Eyyüb, Hz. Peygamber (s.a.v) için yemek veya süt saklıyordu. Fakat o gün getirmemişti. Onu ailesine yedirmişti ve hurmalığına gitmişti, orada çalışmaktaydı. Kapıya vardıklarında Eyyüb'un hanımı çıktı

“Allah'ın Peygamber'ine merhaba, beraberinde gelenlere merhaba!” dedi. Hz. Peygamber (s.a.v)

“Ebu Eyyüb nerededir?” diye sordu. Peygamber'in sesini Ebu Eyyüb duydu. O hurmalıkta çalışıyordu. Koşa koşa döndü, Allah Rasûlü'ne ve beraberinde gelenlere dönerek

“Ey Allah'ın Rasûlü! Bize bu zamanda gelmezdiniz” deyince, Hz. Peygamber (s.a.v)

“Doğru söylüyorsun” dedi. Bunun üzerine Ebu Eyyüb bağa gitti, bir salkım hurma getirdi. Onda üç çeşit hurma da vardı. Hz. Peygamber (s.a.v)

“Sadece kuru hurma getirsen yeterliydi” dedi. Ebu Eyyüb

“Ey Allah'ın Rasûlü, diğer çeşitlerden de yemeni arzu ettim. Ayrıca bir de hayvan keseceğim” dedi. Hz. Peygamber (s.a.v)

“Eğer kesersen sakın süt veren hayvan kesme” dedi. Ebu Eyyüb bir oğlak kesti. Hanımına

“Ekmeği pişir ve bizim için onu hazırla” dedi. Kadın oğlağın yarısını yemek yaptı. Yarısını da kızarttı. Yemek Rasûlullah'ın önüne konulduğunda, Rasûlullah (a.s.m) bir parça eti bir ekmeğin içine koyarak

“Ey Eba Eyyüb! Bunu Fatıma'ya götür. Çünkü o birkaç günden beri böyle birşey yememiştir” dedi. Ebu Eyyüb onu Fatıma'ya götürdü. Rasûlullah (a.s.m) ve arkadaşları yeyip doyduktan sonra Hz. Peygamber (s.a.v)

“Ekmek, et ve çeşitli hurmalar. Muhammed'in nefsini elinde tutana yemin ederim, işte bu kıyamet gününde hakkında hesap sorulacak nimettir” diye ilave etti. Bu durum arkadaşlarını endişelendirdi. Hz. Peygamber (s.a.v)

“Ancak yemeğe başladığınız zaman Bismillah' deyiniz. Doyduğunuz zaman ‘Hamd o Allah'a mahsustur ki bizi doyurdu, bize nimet verdi' deyiniz” dedi. “Sizin böyle demeniz onun şükrü olur” buyurdu. Hz. Peygamber (s.a.v) kalkıp gitmek istediğinde Ebu Eyyüb'e

“Yarın bize gel!” dedi. Çünkü Peygamber'in adeti, kendisine iyilik yapan bir kimseyi mutlaka karşılıksız bırakmamaktı. Ebu Eyyüb bu sözü işitmedi. Hz. Ömer

“Hz. Peygamber (s.a.v) yarın ona gelmeni istiyor” dedi. Ebu Eyyüb ertesi gün Rasûlullah'a vardı. Hz. Peygamber (s.a.v) bir cariyesini Ebu Eyyüb'e verdi ve

“Ey Eba Eyyüb! Bu cariye bizim yanımızda kaldığı müddetçe, ondan hayırdan başka birşey görmedik. O halde ona hayırlı davranmanı tavsiye ediyorum sana” dedi. Ebu Eyyüb cariyeyi Rasûlullah'ın yanından alıp götürdükten sonra

“Rasûlullah'ın tavsiyesini, ancak onu azad ederek yerine getirebilirim” dedi ve onu azad etti.[1]

- Allah'ın Rasûlü (s.a.v)öğle zamanı çıktı. Mescidde Ebubekir'i görünce

“Bu saatte seni evinden çıkartan nedir?” diye sordu. Ebubekir

“Ey Allah'ın Rasûlü, seni ne çıkartmışsa, beni de o çıkartmıştır” dedi. Hz. Ömer geldi, ona da

“Ey Hattab'ın oğlu! Seni çıkartan nedir?” diye sordu. Hz. Ömer

“Sizin ikinizi çıkartan neyse, beni de evimden o çıkarttı” dedi. Hz. Peygamber (s.a.v) onlarla biraz konuştuktan sonra

“Hurmalığa gitmeye gücünüz yetiyor mu? Orada bir yemek, su ve gölge bulacaksınız” dedi. Yola çıktıktan sonra onlara “Haydi! Ebu'l Heysem b. Teyhan'ın evine gidelim” dedi. Ve hadisi ravi uzun uzadıya zikrediyor.[2]

________________________________________

[1] Terğib, V/431 (Tabarani ve İbn Hibban'dan)

[2] Kenzü'l-Ummal, IV/44. Müslim hadisi kısa olarak naklediyor. İmam Malik de kısa olarak, fakat senedsiz olarak naklediyor. Hafız el-Münziri, V/167, bu olay iki defa olmuştur. Bir Ebü'l-Heysem ile, bir de Ebu Eyyüb ile.

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu's-Sahabe, sf : 1/300-301.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yaptığınız için teşekkürler