4 Temmuz 2020 Cumartesi

İskenderiye'nin Fethinde


 Sahabelerin Esirlere Davranışları

Amr İbnü'l-As, İskenderiye kralına haber gönderdi ve Hz. Ömer'in mektubundan bahsetti. İskenderiye kralı, ‘Ben bu şartları kabul ediyorum' dedi. Bunun üzerine biz elimiz altındaki esirlerin hepsini biraraya topladık. Sonra tek tek her birine İslâm'ı seçmekle hristiyan kalmak arasında serbest olduklarını söylüyorduk. Onlardan biri İslâm'ı seçerse biz hep bir ağızdan tekbir getiriyorduk. Öyle ki bu tekbirler İskenderiye'nin fethi günündeki tekbirlerimizden çok daha şiddetliydi. Bu müslüman olanları kendi saflarımıza alıyorduk. Hristiyanlığı seçerse karşı taraftakiler bağırışıyorlar ve onlar da onu kendi saflarına alıyorlardı. Biz de ona cizye vereceğini söylüyorduk. Böyle bir durumda sanki bizden biri onların saflarına katılmış gibi üzüntü duyuyorduk. Son esir de ortaya getirilinceye kadar bu böyle devam etti. Ebu Meryem Abdullah b. Abdurrahman da bunlar arasındaydı. Onu da ortaya getirdik ve İslâm'la hristiyanlıktan hangisini seçeceğini sorduk. Ebu Meryem'in anası, babası ve kardeşleri hristiyanlar tarafındaydı. Fakat o İslâm'ı seçti. Biz de onu kendi saflarımıza aldık. Bunun üzerine babası, annesi ve kardeşleri onun üzerine hücum ederek onu kendi saflarına çekmek istediler ve sırtındaki elbiseleri paramparça ettiler. O önceleri Benî Zübeyd'in müfettişi idi; şimdi ise bizim müfettişimizdir.[1]

[1] Taberi IV/227.
Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu's-Sahabe, sf : 1/-223.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yaptığınız için teşekkürler