15 Mayıs 2022 Pazar

Ebu Amr el-Ensarî'nin Allah Yolunda Susuzluğa Katlanması

 


Ebu Amr el-Ensarî'yi gördüm. Bu zat hem ikinci Akabe'de bulunmuş, hem de Bedir ve Uhud savaşlarına katılmıştı. Oruçlu olduğu için susuzluktan kıvranıyordu. Hizmetçisine

“Yüzüme biraz su serp” dedi. Hizmetçisi yüzüne suyu serptikten sonra, okluğundan üç tane ok çekti. Okları düşmana attıktan sonra

“Rasûlullah'tan duydum ki, kim Allah yolunda bir ok atarsa, isterse o ok hedefe ulaşmasın, o ok kıyamet günü kendisi için bir nûr olur” buyurdu, dedi ve güneş batmadan şehid oldu.[1]

________________________________________

[1] Terğib, II/404 (Tabarani'den); Hakim, III/395.

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu's-Sahabe, sf : 1/313-314.

14 Mayıs 2022 Cumartesi

24. FASIL: ALLAH'A DAVET YOLUNDA ŞİDDETLİ SOĞUĞA KATLANMAK

 


Bir Savaşta Soğuğun Şiddetinden Ashabın Çukur Kazarak İçine Girmeleri

- Ebu Reyhame şöyle anlatıyor: Bir gazvede Peygamber'le beraberdik. Bir gece yüksek bir yere vardık. Şiddetli bir soğuğa yakalandık. Hatta baktım ki kişilerin bazısı bir çukur eşiyor, içine giriyor ve zırhını üzerine örtüyordu. Hz. Peygamber (s.a.v) bunu gördüğü zaman

“Bu gece bizi koruyacak, nöbet tutacak kim vardır? Ona, faziletine nail olacak bir dua yapacağım!” buyurdu. Ensardan bir kişi kalkarak

“Ben ya Rasûlellah!” dedi. Hz. Peygamber (s.a.v)

“Sen kimsin?” dedi. O adam

“Ben filanım” dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (a.s.m)

“Yaklaş!” dedi. Sahabi peygambere yaklaştı. Peygamber (s.a.v) onun elbisesinin bir yerinden tuttuktan sonra dua etmeye başladı. Rasûlullah'ın duasını işittiğimde

“Ben de nöbet tutacağım ya Rasûlellah!” dedim. Bana

“Sen kimsin?” diye sordu.

“Ben Ebu Reyhane'yim” dedim. Hz. Peygamber (s.a.v) bana da dua etti. Fakat arkadaşıma ettiği dua kadar değildi. Sonra Hz. Peygamber (s.a.v)

“Allah yolunda uykusuz kalan bir gözü cehennem ateşi yakmaz” buyurdu.[1]

________________________________________

[1] İsabe, II/156 (İmam Ahmed, Nesai ve Tabarani'den); Beyhaki, IX/149.

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu's-Sahabe, sf : 1/314.

12 Mayıs 2022 Perşembe

25. FASIL: ALLAH'A DAVET YOLUNDA ELBİSE YETERSİZLİĞİNE KATLANMAK

 



Hz. Hamza'nın Kefenlenmesi

- Habbab b. Eret şöyle anlatıyor: Ben Hz. Hamza'yı şehid düştüğünde gördüm. Kefen olacak bir elbisesi dahi yoktu. Ancak bir kürkü vardı. Biz onun kürküyle mübarek ayaklarını kapatmak istediğimizde başı dışarda kalırdı. Başını kapatmak istediğimizde de ayakları dışarda kalırdı. Bundan dolayı, başını örttük, ayaklarını da ızhır otuyla kapatmak zorunda kaldık.[1]



________________________________________

[1] Müntehab, V/170 (Tabarani'den)

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu's-Sahabe, sf : 1/315.

11 Mayıs 2022 Çarşamba

Şurahbil b. Hasene'nin Bu Konuda Hz. Peygamber'le Olan Kıssası

 


- Şeffa binti Abdullah anlatıyor: Hz. Peygamber'e geldim. Ondan yardım istedim. Hz. Peygamber (s.a.v) benden özür diledi. Ben de Peygamber'i kınıyordum. Namaz vakti geldi, ben çıktım. Kızımın hanesine gittim. Kızım Şurahbil b. Hasene ile evliydi. Baktım Şurahbil evdedir, ona

“Namaz başladı, sen hâlâ evdesin!” dedim. Ve bu sefer de Şurahbil'i kınadım. Şurahbil

“Ey teyze! Beni kınama. Bir elbisem vardı, Rasûlullah (a.s.m) onu benden emaneten aldı, onunla cemaata gitti” dedi. Ben

“Anam babam sana feda olsun ya Rasülallah! Ben de sabahtan beri seni kınıyordum. Halbuki elbisen dahi yokmuş. Ben bunu bilmiyordum” dedim. Şurahbil

“Rasûlullah'a emanet verdiğim elbise de yamalıydı” dedi.[1]

________________________________________

[1] Terğib, III/397 (Tabarani ve Beyhaki'den); Kenzü'l-Ummal, IV/41; İsabe, II/271; Hakim, Müstedrek, IV/58.

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu's-Sahabe, sf : 1/315.

9 Mayıs 2022 Pazartesi

Hz. Ebubekir'in Elbise Yetersizliğine Sabretmesi ve Cebrail'in Onu Müjdelemesi

 



- Hz. Peygamber (s.a.v)  bir gün oturuyordu. Yanında Ebubekir (r.a.) de vardı. Ebubekir'in sırtında bir aba vardı. O abayı da göğsüne bir dikenle iliklemişti. O anda Hz. Peygamber'e Cebrail geldi. Allah'tan ona selam getirdi. Sonra 

“Ey Allah'ın Rasûlü! Ne oluyor, Ebubekir'in göğsünde bir dikenle iliklenmiş aba giydiğini görüyorum?” dedi. Hz. Peygamber (s.a.v)  

“Ey Cebrail! Mekke fethinden önce bütün malını bana harcadı” buyurdu. Cebrail 

“O halde Allah'tan ona selam söyle ve de ki: Rabb'in sana soruyor, bu fakirlik halinden razı mısın değil misin?” Hz. Peygamber (s.a.v)  Ebubekir'e dönerek 

“Ey Ebabekir! Cebrail burada. Allah'tan sana selam getirmiştir ve Rabb'in senden ‘Bu fakirlik halinde benden razı mısın değil misin?' diye soruyor”. Bunun üzerine Ebubekir Sıddık ağladı ve 

“Ben Rabb'ime nasıl öfkelenebilirim? Ben Rabb'imden razıyım, ben Rabb'imden razıyım” dedi.[1]



________________________________________

[1] Hilye, VII/105; Kenzü'l-Ummal, IV/353, İbn Kesir “bu hadiste şiddetli bir garabet vardır” diyor.

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu's-Sahabe, sf : 1/315-316.

5 Mayıs 2022 Perşembe

Hz. Ali ile Hz. Fatıma'nın Elbise Yetersizliğine Sabretmeleri

 


- Hz. Ali şöyle anlatıyor: Ben Fatıma ile evlendim. Yatağımız bir koç derisinden ibaretti. Geceleyin üzerinde yatıyor, gündüzleyin de su çeken devemize, üzerinde yem yediriyorduk. Fatıma'dan başka hizmet edenimiz de yoktu.[1]

- İbn Bureyde anlatıyor: Babam bana “Peygamber'le olduğumuzda ve yağmura tutulduğumuzda, eğer bizi görmüş olsaydın, bizim kokumuzun koyun kokusu olduğunu sanırdın” dedi.[2]

- Said b. Ebî Bürde anlatıyor: Babam bana “Ey oğul! Biz Peygamber'le beraber olduğumuz devrede bizi görseydin, bize yağmur isabet ettiği zaman, bizden koyun kokusu duyacaktın. Çünkü bizim elbiselerimiz kaba yündendi” dedi.[3]

________________________________________

[1] Kenzü'l-Ummal, VII/133

[2] Terğib, III/3994 (Tirmizi, Ebu Davud ve İbn Mace'den)

[3] İbn Sa'd, IV/80; Tabarani'de “Bizim elbiselerimiz bana yündü, yemeğimiz de su ve hurmaydı” eki vardır. Heysemi, X/325

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu's-Sahabe, sf : 1/316.

4 Mayıs 2022 Çarşamba

Suffe Ashabının Elbisesizliğe Katlanmaları

 


- Ebu Hureyre şöyle anlatıyor: Ashabı Suffe'den yetmiş kişiyi gördüm. Hiçbirisinin sırtında bir aba yoktu. Ya bir izar vardı veya boyunlarına bağlamış oldukları bir elbise. Kimisinin elbisesi baldırlarının yarısına kadar iniyordu, kiminin de topuklarına kadar inerdi. Avret yerleri görünmesin diye elleriyle elbiselerini tutarlardı.[1]

Hz. Aişe'nin huzuruna bir kişi geldi. Hz. Aişe'nin yanında cariyesi vardı. Cariyenin sırtında bir elbise vardı ki fiatı beş dirhemdi. Hz. Aişe o kişiye “Gözünü kaldır ve cariyeme bak! O bu elbiseyi evde giymeye dahi tenezzül etmiyor. Halbuki Hz. Peygamber (s.a.v) zamanında bundan bir elbisem vardı. Medine'de süslenmek isteyen her kadın o elbiseyi benden emanet alırdı” dedi.[2]

________________________________________

[1] Terğib, III/397; Ebu Nuaym, Hilye, I/341. Burada “Ben ashabı suffedendim. Hiç birimizin sırtında tam bir elbise yoktu. Ter, kir ve tozdan, vücudumuzda izler oluşmuştu” deniyor. Bu rivayet, Vasile b. el-Eska'dan geliyor.

[2] Terğib, V/164

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu's-Sahabe, sf : 1/316.

3 Mayıs 2022 Salı

26. FASIL: ALLAH YOLUNDA ŞİDDETLİ KORKUYA KATLANMAK


Sahabelerin Ahzap Gecesinde Şiddetli Korkuya, Açlık ve Soğuğa Katlanmaları

- Huzeyfe (r.a.) Hz. Peygamber'le birlikte bulundukları savaşlardan bahsetti. Onun yanında oturanlar

“Andolsun, eğer biz Peygamber'le beraber olsaydık, şöyle şöyle yapardık!” dediler. Huzeyfe

“Bunu temmenni etmeyiniz. Ben sahabileri Ahzab gecesinde gördüm. Saf tutmuş, oturuyorlardı. Ebu Süfyan ve beraberindekiler üst tarafımızda, Kureyza yahudileri de altımızda idiler. Çoluk çocuğumuza hücum etmelerinden korkuyorduk. Karanlık ve rüzgar bakımından ondan daha şiddetli bir gece görmedim. Esen rüzgarda yıldırımlara benzer sesler vardı. Öyle karanlık vardı ki birbirimizin parmağını dahi göremiyorduk. Münafıklar evlerinin perişan olduğunun bahisle Peybamber'den izin istemeye başladılar. Halbuki evleri perişan değildi. Münafıklardan kim Peygamber'den izin istemişse, Peygamber (s.a.v) kendisine izin verdi. Ve izin verilenler teker teker sıvışıp gidiyordu. Biz üçyüz kişiydik. Hz. Peygamber (s.a.v) bir ara bize yönelerek teker teker halimizi sordu. Yanıma geldi. Üzerimde düşmanın silahından bile koruyacak bir zırhım bile yoktu. Hatta soğuktan koruyacak elbisem de yoktu. Ancak sırtımda yün elbise vardı ki, o da hanımıma aitti. Dizlerimden aşağı inmiyordu. Hz. Peygamber (s.a.v) yanıma geldiğinde iki dizim üstünde oturmuştum. Bu kimdir diye sorunca

“Ben Huzeyfe'yim ya Rasülellah” dedim. Tekrar

“Huzeyfe mi?” diye sorunca, ben daha çok yere eğildim.

“Evet, ya Rasülellah, Huzeyfe!” dedim. Bunu da ayağa kalkmamak için söylüyordum. Fakat ayağa kalktım. Bana

“Kureyş ordusunda kaynaşma var. Git, bana haber getir' dedi. Ben o gece korku ve soğuk sebebiyle herkesten daha dehşetli bir haldeydim. Rasülullah'ın emri üzerine çıktım ve Hz. Peygamber (s.a.v) benim için “Ey Allah'ım! Onu önünden, arkasından, sağından, solundan, üstünden ve altından muhafaza eyle!” diye dua buyurdu.

Allah'a yemin ederim, Allah'ın içimde yaratmış olduğu korku ve soğuğu artık hissetmez oldum, hepsi zail olup gitti. Rasûlullah'ın yanından arkamı dönerek giderken bana

“Ey Huzeyfe, sakın bana dönüp gelinceye kadar düşman içinde herhangi bir hadise çıkarma!” dedi. Böylece çıktım, müşriklerin ordusuna yaklaştım. Baktım ki bir ateş yanıyor. Esmer ve şişman bir adam, ellerini ateşte ısıtıyor ve kalçalarına sürerek “artık dönelim, artık dönelim” diyordu. Bu geceden önce Ebu Süfyan'ı tanımıyordum. Ateşin ışığında adama atmak için okluğumdan beyaz başlı bir ok çıkardım, yayıma yerleştirdim. Fakat Hz. Peygamber'in “Düşman içinde bir hadise çıkarma” sözünü hatırladım ve oku tekrar yerine koydum. Sonra bana cesaret geldi ve ordugâhın içine girdim. Baktım ki bana en yakın bulunan kişiler Benî Amir kabilesidir. Birbirlerine

“Ey Amir'in ailesi! Haydi, geri dönünüz. Sizin artık burada yeriniz yoktur!” diyorlardı. Fırtına da onların üzerine doğru esiyor, fakat onların sınırını aşmıyordu. Allah'a yemin ederim ki, fırtınanın eşya ve yatakları içine savurduğu taşların sesini duyuyordum. Sonra Rasûlullah'a doğru geldim. Yolun ortasına gelince, yirmi kişi civarında bir süvari kâfilesiyle karşılaştım. Hepsi de sarıklıydı. Bana

“Arkadaşına söyle, Allah onu bunların şerrinden korudu!” dediler.

Rasûlullah'a geldim. Peygamber (s.a.v) abasını sırtına sarmış, namaz kılıyordu. Allah'a yemin ederim ki, ben döner dönmez, eski soğuğu hissettim. Çenelerim birbirine vuruyordu. Hz. Peygamber, bana “Gel” diye işaret etti. Ona yaklaştım. Abasının eteğini sırtıma attı. Allah'ın Rasûlü (s.a.v)bir hadise ile karşılaştığı zaman namaz kılardı. Ona durumu anlattım ve “Ben onların aralarından ayrılırken, onlar dönmek üzereydiler” dedim. Bunun üzerine, Allah Teâlâ, Ahzab: 33/9-25 ayetlerini indirdi.[1]

- Yezid et-Teymî şöyle anlatıyor: Huzeyfe'nin yanındaydım. Bir kişi Huzeyfe'ye

“Eğer ben Peygamber (s.a.v) zamanına yetişseydim onunla beraber savaşır ve büyük bir metanet gösterirdim” dedi. Huzeyfe ona

“Sen mi öyle yapacaktın? Allah'a yemin ederim ki, Ahzab günü Hz. Peygamber'le beraberdim. Şiddetli rüzgâr ve korkunç bir soğuk vardı. Hz. Peygamber (s.a.v)

“Bir kişi yok mudur ki, müşriklerden bir haber getirsin de kıyamet günü benimle beraber bulunsun” dedi. Sonra Hz. Peygamber (s.a.v) haber getirmem için beni gönderdi. Gidip Kureyş'in durumunu öğrendikten sonra Rasûlullah'a vardım. Düşmanın yanından döndükten sonra yine eskisi gibi titriyordum. Rasûlullah'a haberi verdim. Rasûlullah (a.s.m) abasını bana giydirdi. Aba sırtındaydı ve onunla namaz kılıyordu. Ve sabaha kadar Hz. Peygamber'in abası altında uyudum. Sabahladığımda Hz. Peygamber (s.a.v) “Ey uykucu! Kalk” dedi.[2]

________________________________________

[1] Bidaye, IV/114 (Hakim'den); Kenzü'l-Ummal, V/279, Ebu Davud ve İbn Asakir de başka bir senetle ve uzun olarak rivayet etmişlerdir.

[2] Müslim; hadisi İbn İshak da, Muhammed b. Ka'b el-Kurazi'den munkati olarak rivayet ediyor. Burada Hz. Peygamber (s.a.v) haber getirme cümlesini “şart cümlesi” olarak getiriyor ve “Korku, soğuk ve açlık dolayısıyla, hiç kimse buna cesaret edememişti” eki de var.

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu's-Sahabe, sf : 1/317-318.

2 Mayıs 2022 Pazartesi

27. FASIL: ALLAHA DAVET YOLUNDA HASTALIKLARA VE YARALARA KATLANMAK

 

Uhud Savaşında Benî Eşhel Kabilesinden İki Adamın Kıssası

- Benî Eşhel kabilesinden bir adam şöyle anlatıyor: Ben Uhud savaşında bulundum. Kardeşim de vardı. İkimiz de yaralı olarak savaştan çıktık. Hz. Peygamber'in habercisi

“Düşmanın peşinden gidilecektir” sözünü ilan ettiğinde kardeşime

“Peygamber'le birlikte bir gazveye iştirakı kaçırmayalım” dedim. Allah'a yemin ederim, binecek hayvanımız da yoktu ve ikimiz de ağır yaralıydık. Rasûlullah (a.s.m) ile beraber yola çıktık. Fakat benim yaram kardeşiminkinden daha hafifti. O bîtab düştüğünde onu biraz sırtlar götürürdüm, biraz da yürürdü. Bu müslümanların vardığı noktaya varıncaya kadar böyle devam etti.[1]

- Abdullah b. Sehl ve kardeşi Râfi b. Sehl, Hamrau'l-Esed denilen yere yaralı oldukları halde gidenlerdendi. Birisi diğerini sırtlayıp götürüyordu. Binekleri yoktu.[2]

________________________________________

[1] Bidaye, IV/49 (İbn İshak'tan)

[2] İbn Sa'd, III/21

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu's-Sahabe, sf : 1/319.

1 Mayıs 2022 Pazar

Râfi b. Hadîc'in Kıssası


- Râfi b. Hadîc yaralandı. -Ravilerden Ömer b. Mezruk demiştir ki, bana olayı nakleden adam, Uhud günü mü, yoksa Huneyn günü mü dedi, iyice bilemiyorum- ve Hz. Peygamber'e gelerek

“Ey Allah'ın Rasûlü! Oku yaramdan çıkar” dedi. Hz. Peygamber (s.a.v)

“Ey Râfî, eğer dilersen hem oku hem de okun ucundaki demiri çıkarayım. Eğer dilersen yalnız oku çıkarayım, okun ucundaki demir kalsın da kıyamet gününde senin şehitliğine şahitlik edeyim” dedi. Râfî

“Ey Allah'ın Rasûlü! Oku çek, başlık kalsın. Kıyamet gününde benim şehid olduğuma dair bana şahitlik yap” dedi. Böylece Muaviye'nin hilafetine kadar okun ucu içerde olduğu halde yaşadı. Sonra yarası azdı, bir gün ikindiden sonra vefat etti.[1]

________________________________________

[1] Bidaye, I/496. Fakat sahih olan şudur ki, Rafi b. Hadic Muaviye'nin hilafetinden sonra ölmüştür. İsabe, I/496, ihtimal ki, yaranın açılmasıyla, ölümü arasında bir zaman geçmiş olabilir. Bunu Baverdi, İbn Mendeh, Tabarani ve İbn Şahin de rivayet etmiştir. İsabe, I/474.

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu's-Sahabe, sf : 1/320.

ALLAH YOLUNDA FEDEKARLIK

25 Nisan 2022 Pazartesi

1. FASIL: İSLÂM ÜZERİNE BİAT EDİLMESİ

 


Cerir'in Bu Husustaki Hadisi

- Cerir şöyle anlatıyor: Biz Hz. Peygamber'e kadınların biat ettikleri konular üzerine biat ettik. Bizden her kim kadınlara, üzerine biat alınan şekillerden biriyle dokunmadan ölürse Hz. Peygamber (s.a.v) cennet için ona kefil olacaktır. İçimizden kadınlardan birşey elde edip de kendisine şer'î had tatbik edilenler için bu ceza bir keffaret yerine geçecektir. Yine bizden kadınlardan birşey elde eden ve onu gizleyen bir kimse ölürse onun hesabı Allah katındandır.[1]

________________________________________

[1]Kenz I/82 (İbnCerir'in de rivayet ettiği kaydedilir); Mecma VI/36 (Heysemi burada ‘HadisdeSeyf b. Harun vardır. Ebu Nuaym ona sika der; fakat bir cemaat da zayıf sayar' der).

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu's-Sahabe, sf : 1/229.

24 Nisan 2022 Pazar

Mekke'nin Fethi Günü Büyük-Küçük, Kadın-Erkek Bütün Halkın Şehâdet Getirip Biat Etmeleri

 


- Muhammed b. Esved b. Halef şöyle anlatıyor: Babamdan şunları dinledim: Babam Mekke'nin fethi günü halktan biat alan Hz. Peygamber'i görmüştür. Hz. Peygamber (s.a.v) Karn denilen tepenin (Siyer-i Halebî'ye göre Safa tepesi I/109) yanına oturmuş ve bakışlarını ona çevirmiş, etrafındaki halktan İslâm üzerine biat alıyordu. Bunun nasıl olduğuna gelince; Hz. Peygamber (s.a.v) Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in de O'nun kulu ve Rasûlü (s.a.v)olduğuna şahitlik etmek üzere biat alıyordu.[1]

________________________________________

[1]Bidaye IV/318 (İmam Ahmed'den); Mecma VI/37 (Taberani'nin Kebir ve Sağir'inden); Kenz I/82 (Begavi, İbnü's-Seken, Hakim ve Ebu Nuaym'ın bu şekilde rivayet ettiği söylenir).

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu's-Sahabe, sf : 1/229.

23 Nisan 2022 Cumartesi

Mücâşi' ve Kardeşinin İslâm ve Cihat Üzerine Biat Etmeleri


- Mücâşi' b. Mes'ud şöyle anlatıyor: Kardeşimle birlikte Hz. Peygamber'e gittik ve ona hicret üzerine bizden biat almasını söyledik. Hz. Peygamber (s.a.v)

‘Hicret, zamanında onu yapanlara mahsus olarak geçti' buyurdular. Biz de

‘Peki bizden ne üzerine biat alacaksın' diye sorduk. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v)

‘İslâm ve cihad üzerine' buyurdular.[1]

________________________________________

[1] Aynı VII/16 (Müslim ve Buhari'nin rivayet ettiğini söyler); Kenz I/26, 83 (İbnEbiŞeybe'den. O şöyle diyor: ‘Bunları Mücaşi'nin kardeşinden sordum. O da doğru olduğunu söyledi').

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu's-Sahabe, sf : 1/229.

22 Nisan 2022 Cuma

Cerir b. Abdullah'ın İslâm Üzerine Biat Etmesi


- Cerir b. Abdullah, Muğîre b. Şûbe'nin vefatında minbere çıkarak bir hutbe okudu ve şunları söyledi:

‘Size tek ve ortaksız olan Allah'ın takvasını; vakar ve ağırbaşlılığı tavsiye ediyorum. Çünkü ben Hz. Peygamber'e şu ellerimle İslâm üzerine biat ettim. Orada Hz. Peygamber'e her müslümana nasihat edeceğime dair söz verdim. Kâbe'nin Rabb'ineand içerim ki ben hepsine nasihat ediciyim ve sizin için Allah'tan af talebinde bulunuyorum'. Bunları söyledikten sonra minberden indi.[1]

________________________________________

[1] Ebu Avane, Müsned I/38 (Ziyad b. Ilaka'dan); Buhari I/14 (Tamamını); Beyhaki ve diğerleri de Ziyad b. el-Haris'den.

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu's-Sahabe, sf : 1/230.

2. FASIL: İNSANLARIN İSLÂMÎ AMELLER ÜZERİNE BİAT ETMELERİ

 


Beşir b. el-Hasâsiyye'nin İslâmî Ameller, Zekat ve Cihat Üzerine Biat Etmesi

- Beşir b. el-Hasâsiyye şöyle anlatıyor: Biat etmek için Hz. Peygamber'e gittim ve ona

‘Benden hangi şeyler üzerine biat alacaksın yâRasûlallah?' dedim. Hz. Peygamber (s.a.v) mübârek ellerini uzatarak şöyle buyurdular:

‘Allah'tan başka ilah olmadığına, O'nun tek ve ortaksız olduğuna, Muhammed'in de Allah'ın kulu ve Rasûlü (s.a.v)olduğuna şehâdet edeceksin. Namazı vaktinde kılıp farz olan zekatı verecek ve Ramazan orucunu tutacaksın. Kâbe'yi ziyaret edecek ve Allah yolunda cihat edeceksin!' Bunun üzerine ben şöyle cevap verdim:

‘Ey Allah'ın Rasûlü! İkisi hâriç hepsini yerine getiririm. Allah'a and içerim ki benim dokuz yaşından oniki yaşına kadar develerim vardır. Bunlar hem ailemizin süt ihtiyacını karşılıyor ve hem de binek hayvanı olarak kullanılıyorlar. Bunlardan nasıl zekat veririm. Cihada gelince, ben korkak bir kişiyim. Denildiğine göre kim savaşa katılır da sırtını düşmana çevirirse, o, Allah'ın gazabını haketmiş olur. Bense savaşa katıldığımda düşmandan kaçarak Allah'ın gazabına uğramaktan korkuyorum'. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v) elimi tutup sallayarak şöyle buyurdular:

‘Ey Beşir! Zekat yok, cihat yok! Peki sen ne ile cennete gideceksin?' Bunun üzerine Hz. Peygamber'e

‘Ey Allah'ın Rasûlü! Elini uzat, sana biat edeceğim!' dedim. O da elini uzattı. Ben de bütün bunlar üzerine ona biat ettim.[1]

________________________________________

[1]Kenz VII/12 (Hasan b. Süfyan, TaberaniEsvat'ında, Ebu Nuaym, Hakim, Beyhaki ve İbnAsakir rivayet etmişlerdir); Heysemi I/42 (Hadisi İmam Ahmed'in de rivayet ettiğini söyler).

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu's-Sahabe, sf : 1/231.

20 Nisan 2022 Çarşamba

Avf b. Mâlik ve Arkadaşlarının İslâm Erkanı ve Halktan Birşey İstememek Üzere Biat Etmeleri

 


- Avf b. Mâlik el-Eşcaî şöyle anlatıyor: Biz yedi, sekiz ya da dokuz kişi olarak Hz. Peygamber'in huzuruna çıktık. Hz. Peygamber (s.a.v)  bize 

‘Allah'ın Rasûlü'ne biat etmek istemez misiniz?' diye sordular ve bunu üç kere tekrarladılar. Bunun üzerine biz de ellerimizi uzatarak Hz. Peygamber'e biat ettik ve şöyle sorduk: 

‘Ey Allah'ın Rasûlü! Sana biat ettik. Fakat bu biat ne üzerine yapılmıştır?' 

‘Allah'a kulluk edip O'na hiç bir şeyi ortak koşmayacak ve beş vakit namazınızı kılacaksınız' dedikten sonra seslerini alçaltarak ‘İnsanlardan hiç bir şey istemeyecek ve dilenmeyeceksiniz!' buyurdular. Bundan sonra bizim bu gruptan hiç bir kimse düşürdükleri kamçılarını bile insanlardan istemedi.[1]



________________________________________

[1]Kenz I/83 (Ruyani, İbnCerir ve İbnAsakir, Avf b. Malik'ten); Terğib II/98 (Müslim, Tirmizi ve Nesai nakletmektedir).

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu's-Sahabe, sf : 1/232.

19 Nisan 2022 Salı

Sevbân'ın Hiç Kimseden Birşey İstememek Üzere Hz. Peygamber'e Biat Etmesi

 


-Hz. Peygamber'in

‘Kim biat eder?' sorusuna karşılık olarak azatlı kölesi Sevbân

‘Ey Allah'ın Rasûlü! Biz biat ettik ya!' dedi. Hz. Peygamber (s.a.v) de

‘Bu biraz farklıdır. Bu seferki hiç kimseden birşey istememek şartına bağlıdır' buyurdu. Bunun üzerine Sevbân

‘Ey Allah'ın Rasûlü! Böyle bir biatın karşılığı nedir?' diye sordu. Hz. Peygamber (s.a.v) de cennet olduğunu söyledi. Sevbân da Hz. Peygamber'e bu şart üzerine biat etti. Bu konuda Ebu Ümâme şunları anlatıyor: ‘Mekke'de, hacıların en çok toplandıkları bir sırada Sevbân'ı gördüm. Bir hayvan üzerinde bulunuyordu. Birden elindeki kamçı hacılardan birinin omuzuna düştü. O kişi kamçıyı vermek istediyse de Sevbân bunu kabul etmeyerek hayvanından indi ve bizzat kendisi aldı.[1]

________________________________________

[1]Terğib II/100 (Taberani'nin Kebir'inden); yine Terğib II/99, 101 (‘Ahmed ve Nesai bunu Sevban'dan muhtasaran rivayet etmişler ve her ikisi de kamçı meselesinin Sevban'a değil Hz. Ebubekir'e ait olduğunu söylemişlerdir' der).

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu's-Sahabe, sf : 1/232-233.

18 Nisan 2022 Pazartesi

Ebu Zer'in Beş Kere Biatta Bulunması

 


- Ebu Zer şöyle anlatıyor: Hz. Peygamber'e beş kez biat ettim. O da yedi defa Allah'ı şahit kılarak Allah'ın dini hususunda hiç kimsenin sözüne kulak asmayacağıma dair benden söz aldı. Hz. Peygamber (s.a.v) bir gün beni çağırtarak

‘Ey Ebâ Zer! Allah'ın cenneti karşılığında bana biat eder misin?' dedi. Ben de

‘Evet, ederim!' dedim ve ellerimi uzattım. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v)

‘Halktan hiç bir şey istememek üzere biat ediyorsun' buyurdu. Ben de

‘Tamam!' dedim. Hz. Peygamber (s.a.v)

‘Kamçın düşse dahi almak için kimseden yardım istemeyeceksin, bineğinden inecek ve onu kendin alacaksın' şartını da koştular. Hz. Peygamber (s.a.v) bana ‘Altı gün sonra gel, ey Ebâ Zer! Aklını kullan, sana söyleyeceklerimi iyi dinle!' buyurdular. Yedinci günü oraya vardım; Hz. Peygamber (s.a.v) bana şunları söylediler: ‘Sana Allah'ın emirlerinin gizlisinde ve açığında O'nun takvasından ayrılmamanı tavsiye ediyorum. Bir kimseye kötülük yapacak olursan hemen arkasından ona iyilik yap! Sakın hiç kimseden birşey isteme. Kamçın dahi düşse sen kendin in, al. Sakın herhangi bir emânet kabul etme![1]

________________________________________

[1]Terğib II/99 (İmam Ahmed ve Ebu'l-Müsenna'dan).

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu's-Sahabe, sf : 1/233.