SAYFALAR

8 Mart 2022 Salı

2. FASIL: ŞAHISLARIN İSLÂM'A DAVET EDİLMESİ

 



Hz. Peygamber'in Hz. Ebubekir'i İslâm'a Davet Etmesi

- Ebu Bekir Sıddık evinden çıkıp Rasûlullah'a gidiyordu. Cahiliye döneminde de peygamberin dostu idi. Rasûlullah (a.s.m) ile yolda karşılaştı ve 

“Ey Ebe'l-Kasım! (Bu Rasûl-ü Ekrem'in künyesidir). Sen kavminin meclislerinden kayboldun (onların yanına gelmiyorsun). Seni atalarını ayıplamakla itham etmektedirler” dedi. Bunun üzerine Rasûl-ü Ekrem, Ebubekir'e hitaben 

“Ben Allah'ın Rasûlü'yüm. Seni Allah'a davet ediyorum” dedi. Sözünü bitirdikten sonra Ebubekir Sıddık müslüman oldu. Ve Rasûl-ü Ekrem (a.s.m)onun yanından ayrıldı. Fakat Mekke'yi kapsayan iki dağ arasında Rasûl-ü Ekrem'in Ebu Bekir'in İslâm'ından sevindiği kadar sevinen hiç kimse yoktu. Ebubekir Sıddık evine gitti. Osman bin Affan'a, Talha b. Ubeydullah'a, Zübeyr b. Avvam'a, Sa'd b. Ebî Vakkas'a vardı, teklifte bulundu. Onlar da müslüman oldular. Ertesi gün Osman b. Maz'un, Ebu Ubeyde b. Cerrah, Abdurrahman b. Avf, Ebî Seleme b. Abdulesed, Erkam b. Ebî'l-Erkam'ı getirdi, onlar da müslüman oldular.[1]

- Ebubekir Sıddık, Rasûlullah (a.s.m) ile karşılaşınca 

“Ey Muhammed! Kureyş'in, senin tanrılarımızı terkedip, akıllarımızı hiçe saydığın, atalarımızı tekfir ettiğin şeklindeki sözleri doğru mu?” dedi. Rasûl-ü Ekrem (a.s.m)

“Evet, kesinlikle ben Allah'ın Rasûlü (s.a.v)ve peygamberiyim. Allah, peygamberliğimi insanlara tebliğ etmek için beni gönderdi. Ben seni hakka ve Allah'a davet ediyorum. Allah'a yemin olsun ki, bu davetim hakkadır. Ey Ebubekir, ben seni tek olan Allah'a davet ediyorum. O'nun ortağı yoktur. O'ndan başkasına kulluk yapma. O'nun taati üzerinde devam et” dedi ve Hz. Ebubekir'e Kur'an okudu. Hz. Ebu Bekir ilk önce ne ikrar etti ne de inkâr! Sonra müslüman oldu, putları bıraktı. Allah'a koştuğu ortakların hepsini attı. İslâm'ın doğruluğunu ikrar etti. Tasdik edici bir mümin olarak Hz. Ebubekir o gün Rasûlullah'ın yanından ayrıldı.[2]

- Allah'ın Rasûlü (s.a.v)şöyle buyurdu: 

“İslâm'a davet ettiğim herkesin yanında bir tereddüd, bir düşünce vardı (ilk etapta hemen İslâm'ı kabul etmediler). Ancak Ebubekir bu hükümden müstesnadır. Ona İslâm'ı tebliğ ettiğimde tereddüt etmedi ve duraklamadı”[3]

İbn İshak'ın daha önce Ebubekir'in “ne ikrar etti ne de inkâr” şeklindeki rivayeti münker bir rivayettir. Hem İbn İshak hem de başka siyer alimleri zikrederler ki Hz. Ebubekir, Rasûl-ü Ekrem'in peygamberlikten önce de arkadaşıydı. Rasûl-ü Ekrem'in doğruluğunu, eminliğini, güzel ahlâklı olduğunu ve bunların da kendisinde halka karşı dahi yalan söylemeye mâni olduklarını biliyordu. O halde Rasûl-ü Ekrem, Allah'a karşı nasıl yalan söyleyecekti? İşte bunu bildiği için Rasûl-ü Ekrem (a.s.m)ona, “Cenabı Hak beni Peygamber (s.a.v)  olarak gönderdi” der demez peygamberi tasdik etti. Hiçbir tereddüd göstermedi ve hiçbir an için geri kalmadı.

- “Allah beni Peygamber (s.a.v)  olarak size gönderdi. Siz bana ‘sen yalan söylüyorsun' dediniz. Ebubekir ise beni tasdik etti. Nefsiyle, malıyla bana yardımda bulundu. Acaba benim arkadaşımı (Hz. Ebubekir'i kastediyor) benim için terkeder, yakasını bırakır mısınız?”

Bu sözü Rasûl-ü Ekrem (a.s.m)iki defa söyledi. Artık bu sözden sonra hiç kimse Hz. Ebubekir'i rahatsız etmedi. Rasûlullah'ın bu sözü de Hz. Ebubekir'in ilk müslüman olduğu hususunda nass gibidir.[4]


[1] Ebu'l-Hasan Trablusi, (Hz. Aişe'den); Bidaye, 3/29

[2] İbn İshak

[3] İbn İshak

[4] Buhari, (Ebu Derda'dan); Bidaye, 3/126-127

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu's-Sahabe, sf : 1/50-51.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yaptığınız için teşekkürler