SAYFALAR

6 Kasım 2020 Cuma

Hz. Peygamber'in Hudeybiye'ye Vardıktan Sonra Osman'ı Mekke'ye Göndermesi

 



- “Peygamber'in Hudeybiye'ye gelmesinden dolayı Kureyşliler dehşete kapıldılar. Rasulullah da onlara ashabından bir kişi göndermek istedi. Hz. Ömer'i Mekke'ye göndermek için yanına çağırdı. Hz. Ömer: 

“Ey Allah'ın Rasûlü, ben onlara lânet okuyorum. Benî Kâb kabilesinden de (Hz. Ömer'in kabilesidir) Mekke'de kimse yoktur ki bana sahip çıksınlar. Sen Hz. Osman'ı gönder. Çünkü onun aşireti Mekke'dedir. O senin istediğin gibi onlarla konuşabilir” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v)  Hz. Osman'ı çağırdı, onu Kureyş'e gönderdi.

“Onlara de ki biz savaşmak için gelmedik. Sadece Umre yapmak istiyoruz. Ve bir de onları İslâm'a davet et” diye emretti. Ayrıca Hz. Osman'a, Mekke'deki erkek ve kadın müminlerin yanına gitmesini, onlara yakında Mekke'nin fethedileceğini haber vermesini ve İslâm'ın orada serbestçe yaşanmasına az bir zaman kaldığını müjdeleyerek maneviyatlarını kuvvetlendir, dedi. Ravi der ki, Hz. Osman, Mekke'ye doğru gitti. Beldeh mevkîine geldiği zaman Kureyşliler'den bir toplulukla karşılaştı. Onlar nereye gittiğini sordular. Hz. Osman da: 

“Rasulullah beni size göndermiştir ki sizi İslâm'a davet edeyim ve size haber vereyim ki, biz herhangi bir kimse ile savaşmak üzere gelmiş değiliz. Biz umre yapmak üzere gelmişizdir” dedi. Böylece Osman, Rasûlullah'ın emir buyurduğu şekilde onları davet etti. Onlar da: 

“Senin sözlerini biz işittik. İhtiyacın ne ise onun için git” dediler. Ve bu esnada Eban b. Said b. As (Amr ibn As'ın yeğenidir) ayağa kalktı, Hz. Osman'a çok sevgi gösterdi ve atını eğerleyerek Hz. Osman'ı ata bindirdi ve 

“Hz. Osman benim himayemdedir” dedi. Kendisi de Hz. Osman'ın terkisine bindi. Böylece Mekke'ye kadar geldiler. Sonra Kureyşliler Beni Kinane'den olan Huzaa kabilesinden Budeyl b. Verka ile Urve b. Mes'ud es-Sakafî'yi Hz. Peygamber'e gönderdiler.[1]


[1] İbn Ebi Şeybe, İbn Asakir (Urve'den); Kenzü'l-Ummal, V/290; Beyhaki, IX/221 (Musa b. Ukbe'den benzer şekilde)

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu's-Sahabe, sf : 1/140-141.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yaptığınız için teşekkürler