SAYFALAR

18 Ağustos 2020 Salı

Urve'nin Allah Yolunda Öldürülmesine Sevinmesi ve Kavmine Vasiyette Bulunması



Urve b. Mes'ud, akşamleyin evine geldi. Sakîfliler hoşgeldine geldiler, onu câhiliye selamıyla selamladılar. O da buna şiddetle karşı çıktı ve onlara
‘Beni cennet halkının selamıyla selamlayınız. Yani es-selâmu aleyküm deyiniz' dedi. Urve'ye eziyette bulundular ve onun haysiyetini kırmaya çalıştılar. O ise bunlara karşı sabır gösterdi. Gelenler oradan ayrıldılar. Çıkıp halkı onun aleyhinde kışkırttılar. Sabah namazı vakti olduğunda Urve kendisine ait yüksek bir binaya çıkarak sabah ezanını okudu. Her taraftan Sakîfliler oraya toplandılar. Bu kargaşa esnasında Benî Mâlik'e mensup Evs b. Avf adında birisi bir ok atarak onu büyük bir damarından vurdu. Kanı durdurulamadı. Bunun üzerine Gaylân b. Seleme, Kinâne b. Abdi Yâ Leyl, Hakem b. Amr gibi ileri gelenler ayaklandılar. Silahlarını kuşandılar ve dövüşmek üzere saf kurarak şöyle dediler:
‘Ya hepimiz öleceğiz ya da Urve'nin yerine Benî Mâlik ileri gelenlerinden on kişiyi öldüreceğiz!' Bu durumu gören Urve şöyle haykırdı:
‘Benim için birbirinizi öldürmeyiniz. Ben kanımı beni vuran arkadaşa sadaka olarak verdim. Bu, sizinle onlar arasında bir barış yerine geçsin. Bu kan bir şereftir, ki Allah Teâlâ beni onunla şereflendirmiştir. Bu bir şehâdet mertebesidir ki onu bana Allah göndermiştir. Şahitlik ederim ki Muhammed, Allah'ın Rasûlü'dür. Çünkü o, sizin beni öldüreceğinizi haber verdi'. Sonra yakınlarını çağırdı. Onlara şu vasiyette bulundu: ‘Beni Hz. Peygamber'le gelip de o henüz buradan ayrılmadan oklarınızla şehit ettiklerinizin yanına gömünüz'. Vefat ettikten sonra onu, daha önceki şehidlerin yanına gömdüler. Bu olayı duyan Hz. Peygamber (s.a.v)  şöyle buyurdular: ‘Urve'nin işi Yâsin sahibinin işi gibidir'[1]

[1] İbn Sa'd, V/369, (Vakidi'den. Bir önceki hadisi uzun uzun nakletmiştir. Bu hadiste şu yazılan ziyade vardır). Yasin sahibi, daha önce de geçtiği Antakyalıları, gelen elçilere uymaları hususunda uyaran ve onlar tatafından şehit edilen Habib en-Neccar'dır.
Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu's-Sahabe, sf : 1/189-190.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yaptığınız için teşekkürler